Son Dakika: Netanyahu’nun Büyük Korkusu! İsrail’de Alarm Durumu Üst Seviyeye Çıkarıldı
İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu, güvenlik danışmanlarının sunduğu yeni tehdit analizleri doğrultusunda ülke genelinde olağanüstü güvenlik önlemlerinin alınması talimatını verdi. Özellikle Türkiye’nin son dönemde bölgesel etkisini artırması ve Filistin’e açık desteği, Tel Aviv yönetimini alarma geçirdi. İsrail basınında yer alan değerlendirmelere göre, Netanyahu’nun “büyük korkusu” haline gelen bu gelişmeler, ülkenin askeri ve diplomatik rotasında keskin değişimlere yol açtı.
Türkiye’nin Yükselen Bölgesel Rolü İsrail’i Endişelendiriyor
Türkiye’nin son yıllarda Doğu Akdeniz, Kafkasya, Orta Doğu ve Afrika’da izlediği dış politika, bölgedeki pek çok ülkenin dikkatini çekerken İsrail’de doğrudan bir güvenlik tehdidi olarak değerlendirilmeye başlandı. Ankara’nın artan askeri kapasitesi, drone teknolojisindeki ilerlemeler ve savunma sanayiindeki büyüme, İsrail Savunma Bakanlığı’nın hazırladığı raporlarda sık sık yer buluyor. Tel Aviv yönetimi, Türkiye’nin yalnızca askeri gücüyle değil, aynı zamanda diplomatik etkisiyle de bölgesel dengeleri değiştirdiğini düşünüyor.
Netanyahu Güvenlik Zirvesi Topladı
Netanyahu, geçtiğimiz hafta başbakanlık konutunda üst düzey güvenlik yetkilileriyle bir araya gelerek acil bir güvenlik zirvesi düzenledi. Toplantıda iç istihbarat servisi Şin Bet, dış istihbarat birimi Mossad ve ordu yetkilileri yer aldı. İsrail basınına yansıyan bilgilere göre, toplantının ana gündem maddesi Türkiye ile ilişkilerde yaşanabilecek muhtemel bir diplomatik kriz ve askeri gerilim ihtimaliydi. Zirve sonrası Netanyahu, kamuoyuna yaptığı açıklamada “İsrail, hiçbir tehdit karşısında sessiz kalmaz. Ülkemizin güvenliği her şeyin üzerindedir” ifadelerini kullandı.
Tel Aviv’de Kriz Senaryoları Masaya Yatırıldı
Toplantının ardından İsrail güvenlik kurumlarında hazırlanan detaylı analizler, Türkiye ile yaşanabilecek senaryoları içeren bir strateji paketi oluşturulmasına neden oldu. Türkiye’nin bölgede kurduğu insani ve diplomatik ağlar, özellikle Gazze ve Kudüs başlıklarında İsrail’in elini zayıflatmaya başladı. Bu bağlamda, Netanyahu yönetiminin, İsrail’in diplomatik yalnızlaşmasını engellemek amacıyla ABD ve bazı Arap ülkeleriyle daha yakın temas kurma kararı aldığı bildiriliyor.
İsrail Ordusu Tatbikatlara Başladı
Netanyahu’nun talimatıyla İsrail ordusu sınır bölgelerinde ani tatbikatlara başladı. Gazze sınırı, Lübnan cephesi ve Golan Tepeleri’nde konuşlu birliklerin yanı sıra iç güvenlik güçleri de yüksek alarm seviyesine geçirildi. Savunma Bakanlığı, bu tatbikatların “rutin hazırlıklar” kapsamında olduğunu ifade etse de, askeri kaynaklar tatbikatların zamanlamasının doğrudan güvenlik raporlarıyla ilişkili olduğunu belirtiyor.
Kritik Altyapılara Ek Güvenlik
İsrail’in enerji santralleri, su kaynakları, iletişim altyapıları ve havaalanlarında da güvenlik önlemleri artırıldı. Özellikle Tel Aviv Ben Gurion Havalimanı ve Hayfa Limanı çevresinde sıkı denetimler uygulanıyor. Hava savunma sistemlerinin tetikte tutulduğu, saldırı ihtimaline karşı İron Dome sisteminin ülke genelinde aktif hale getirildiği bildiriliyor.
İsrail Medyasında Türkiye Eleştirisi
İsrail medyasında çıkan haber ve yorumlarda Türkiye’nin izlediği dış politika doğrudan eleştiri konusu oldu. Netanyahu’ya yakın yayın organları, Türkiye’nin “bölgesel liderlik” iddiasını İsrail için potansiyel bir tehdit olarak yorumladı. Türkiye’nin savunma sanayiindeki gelişmelerine ve Filistin’e verdiği desteğe dikkat çeken analizlerde, bu durumun “İsrail’in uzun vadeli güvenlik çıkarları” açısından tehlike oluşturduğu vurgulandı.
Muhalefet: “Netanyahu Güvenlik Krizi Üretiyor”
İsrail’de muhalefet partileri, Netanyahu’nun bu süreçte kamuoyunu bilinçli olarak gerdiğini öne sürdü. İşçi Partisi lideri yaptığı açıklamada, “Her seçim öncesi güvenlik tehdidi algısı yükseliyor. Halk, korku siyasetiyle yönlendiriliyor” diyerek hükümeti eleştirdi. Buna karşılık, iktidar kanadı bu eleştirileri reddederek İsrail’in gerçek tehditlerle karşı karşıya olduğunu savundu.
Türkiye Cephesi Sessizliğini Koruyor
Ankara’dan resmi düzeyde konuya ilişkin herhangi bir açıklama yapılmazken, diplomatik çevreler Türkiye’nin İsrail ile yeni bir gerilim süreci başlatmak istemediğini belirtiyor. Türkiye’nin odak noktasının Filistin halkının haklarını savunmak ve Gazze’deki insani krize uluslararası dikkat çekmek olduğu ifade ediliyor. Ancak Türkiye’nin Filistin’e verdiği desteğin sürdürüleceği, Kudüs ve Mescid-i Aksa konularında geri adım atılmayacağı da net bir şekilde biliniyor.
ABD’nin Dengeleyici Rolü
Bu süreçte gözler ABD yönetimine çevrilmiş durumda. İsrail’in en yakın müttefiki olan Washington, hem Türkiye hem İsrail ile yakın ilişkiler sürdürüyor. ABD Dışişleri Bakanlığı’nın bölgedeki gelişmeleri yakından izlediği ve taraflar arasında olası bir diplomatik krize müdahale etmeye hazır olduğu belirtiliyor. Netanyahu’nun, ABD’den güvenlik garantileri talep ettiği ve bu konunun Biden yönetimiyle yapılan görüşmelerde gündeme geldiği iddialar arasında.
Bölgesel Dengenin Değiştiği Yeni Dönem
Uzmanlara göre, İsrail’in Türkiye’yi birincil tehdit olarak tanımlaması, sadece askeri nedenlerle değil; diplomatik ve ideolojik çatışmalar nedeniyle de şekilleniyor. Türkiye’nin savunma gücü kadar “algı gücünün” de İsrail’in manevra alanını daralttığı belirtiliyor. Bu da Netanyahu’nun endişelerini sadece savaş senaryolarına değil, siyasi yalnızlığa da bağlıyor.
Netanyahu İçin Zor Bir Yol Haritası
Netanyahu’nun önünde hem iç politikada hem dış ilişkilerde zorlu bir süreç bulunuyor. Ülke içindeki protestolar, ekonomik baskılar ve yargı reformu tartışmaları devam ederken, Türkiye ile yaşanabilecek yeni bir kriz durumu Netanyahu’nun dengede yürüttüğü politikaları daha da zorlaştırabilir. Bu nedenle İsrail liderinin aldığı güvenlik önlemleri, sadece dış tehditlere değil, iç politik risklere karşı da bir “ön savunma” niteliği taşıyor.