SON DAKİKA: Vatikan’da Yeni Papa İlk Turda Seçilemedi
Sistine Şapeli’nden Siyah Duman Yükseldi
Vatikan‘da Katolik dünyasının gözleri, 7 Mayıs 2025’te başlayan konklav sürecine çevrildi. 133 kardinalin katılımıyla yapılan ilk tur oylamada, yeni papa seçilemedi. Sistine Şapeli’nin bacasından yükselen siyah duman, Katolik alemine beklenen haberi getirmedi: yeni papa henüz belirlenemedi. Kardinallerin üçte iki çoğunluğa, yani en az 89 oya ulaşması gerekiyor. İlk oylamada bu sınırın altında kalındığı görüldü.
Tüm dünyanın dikkatle takip ettiği süreçte, siyah duman sembolik olduğu kadar büyük bir hayal kırıklığına da işaret etti. Siyah duman, oylamanın sonuçsuz kaldığını; beyaz duman ise yeni papanın seçildiğini ilan ediyor. İlk günün sonunda siyah dumanın yükselmesi, konklavın birkaç gün sürebileceğine işaret ediyor.
Konklavda Tarihi Temsil: 70 Ülkeden Kardinal
Bu yılki konklav, Katolik Kilisesi tarihinde coğrafi temsil açısından bir ilke sahne oluyor. 70 farklı ülkeden gelen kardinaller, daha önce bu derece uluslararası temsilin olmadığı bir seçim atmosferi yarattı. Papa Francis döneminde atanan yeni kardinallerle birlikte, Afrika, Asya ve Güney Amerika’dan gelen temsilcilerin sayısı ciddi biçimde arttı. Bu geniş temsil, Katolik dünyasının giderek daha evrensel bir yapıya büründüğünün göstergesi olarak yorumlanıyor.
Özellikle Latin Amerika ve Afrika’dan gelen kardinallerin sayısındaki artış, Vatikan’daki güç dengelerini de yeniden şekillendirebilir. Papa Francis’in görev süresince yürüttüğü reformist yaklaşımın, bu temsil yapısıyla birlikte yeni papa üzerinde de etkisini sürdürmesi bekleniyor.
Yeni Papa Adayları: Öne Çıkan İsimler
Yeni papa adayları arasında dikkat çeken birçok isim bulunuyor. İtalya’dan Kardinal Pietro Parolin ve Kardinal Matteo Maria Zuppi, güçlü İtalyan lobisinin temsilcileri olarak öne çıkarken, Afrika’dan Ganalı Kardinal Peter Turkson ve Demokratik Kongo Cumhuriyeti’nden Kardinal Fridolin Ambongo, evrensel temsili güçlendirme amacıyla destek görebilecek adaylar arasında yer alıyor.
Ayrıca Filipinli Kardinal Luis Antonio Etiketle’nin adı da sıkça anılıyor. Etiketle, hem Asya temsilinin güçlenmesi hem de Papa Francis’in politikalarına yakın duruşuyla dikkat çekiyor. Kuzey Amerika’dan ABD’li Kardinal Raymond Leo Burke’in adı da muhafazakâr kesim tarafından sıkça dile getiriliyor. İsveçli Kardinal Anders Arborelius ve Fransız Kardinal Jean-Marc Aveline ise Avrupa’da reformist çevrelerin desteklediği isimler arasında.
Gizlilikle Örülen Seçim Süreci
Konklav süreci, büyük bir gizlilikle yürütülüyor. Kardinaller, Sistine Şapeli’ne kapandıktan sonra tüm dış dünyayla bağlantıları kesiliyor. Kardinallerin yemin ederek başladığı bu süreçte, dışarıyla iletişim kurmak kesinlikle yasak. Seçim boyunca yapılan her oylama gizli tutuluyor ve oy pusulaları yakılarak yok ediliyor.
Bu oylamalar sabah ve öğleden sonra olmak üzere günde iki kez yapılıyor. Toplamda günde dört oylama yapılabiliyor. Her oylama sonrasında, bacadan çıkan dumanla birlikte sonuçlar sembolik biçimde açıklanıyor. Beyaz duman, yeni papanın seçildiğini ilan ederken; siyah duman, oylamanın başarısız geçtiğini gösteriyor.
Papa Francis’in Mirası ve Etkisi
2013 yılında seçilen Papa Francis, Katolik Kilisesi’nde birçok yeniliğe ve tartışmaya yol açan reformist bir lider olarak tarihe geçti. Yoksulluk, çevre sorunları, göçmen hakları ve LGBTQ bireylerle ilgili açıklamaları ile geleneksel Vatikan çizgisinden ayrılarak daha kapsayıcı bir dil benimsedi.
Francis’in görev süresi boyunca gerçekleştirdiği değişimlerin ve atadığı kardinallerin, konklav üzerindeki etkisi büyük. Yeni seçilecek papanın da bu çizgide mi ilerleyeceği yoksa daha muhafazakâr bir yaklaşıma mı döneceği, önümüzdeki günlerde yapılacak oylamalarla netlik kazanacak.
Dünya Basını ve Kamuoyu Gözlerini Vatikan’a Çevirdi
Konklav süreci yalnızca Katolik dünyası tarafından değil, tüm dünya tarafından dikkatle izleniyor. Avrupa basını, yeni papanın hangi kıtadan geleceğine odaklanırken; Latin Amerika medyası, Papa Francis’in ardından yeniden bölge temsilinin devam edip etmeyeceğine ilişkin yorumlarda bulunuyor. Asya basını, Filipinli Kardinal Etiketle’nin olası seçimi durumunda tarihi bir dönüm noktasına işaret edileceğini belirtiyor.
Vatikan çevresinde toplanan binlerce turist ve inançlı Katolik, bacadan yükselecek beyaz dumanı umutla bekliyor. St. Peter Meydanı’nda geceyi geçirmeye hazırlanan kalabalık, yeni ruhani liderin kim olacağı konusunda hem meraklı hem de tedirgin.
Olası Senaryolar: Seçim Ne Kadar Sürecek?
Geçmiş konklav süreçleri dikkate alındığında, yeni papanın seçilmesi birkaç gün sürebilir. 2013’te Papa Francis’in seçimi 5 turda sonuçlanmıştı. Ancak tarihte 2005 yılındaki seçim iki günde tamamlanırken, 1831’deki konklav 50 günden fazla sürmüştü.
Uzmanlar, günümüz koşullarında uzun süren bir konklavın hem Vatikan’ın kamuoyu imajı hem de dünya Katoliklerinin moral motivasyonu açısından olumsuz etki yaratabileceğini belirtiyor. Bu nedenle sürecin fazla uzamadan, birkaç gün içinde sonuçlanması bekleniyor.
Yeni Papa’dan Beklentiler: Reform mu, Restorasyon mu?
Katolik dünyası yeni papadan hem dini liderlik hem de küresel krizlere karşı daha etkin duruş bekliyor. Savaşlar, iklim krizi, göç dalgaları ve toplumsal kutuplaşma gibi günümüzün ana sorunları karşısında Vatikan’ın nasıl bir duruş sergileyeceği, yeni papanın kişiliğiyle doğrudan bağlantılı olacak.
Reformcu mu yoksa gelenekçi mi bir lider seçileceği, sadece dini değil siyasi dengeyi de etkileyecek. Papa Francis’in çizgisinden devam edecek bir lider, sosyal adalet ve küresel sorunlara daha açık bir yaklaşım sergileyebilirken, daha muhafazakâr bir seçim Vatikan’ın politikalarında geri dönüşe neden olabilir.