Son Dakika: İstanbul’daki 3.7’lik Deprem Sonrası Ahmet Ercan’dan İlk Yorum
İstanbul, 3 Mayıs 2025 akşamı saat 23:04’te 3.7 büyüklüğünde bir depremle sarsıldı. Merkez üssü Marmara Denizi‘nin Gemlik Körfezi açıkları olarak belirlenen sarsıntı, özellikle Avcılar, Bakırköy ve Küçükçekmece gibi ilçelerde hissedildi. Deprem, kısa süreli paniğe yol açarken, can veya mal kaybı bildirilmedi.
Ahmet Ercan: “Bu Tür Küçük Depremler Olabilir”
Jeofizik Yüksek Mühendisi Prof. Dr. Ahmet Ercan, İstanbul’daki 3.7 büyüklüğündeki depremin, beklenen büyük İstanbul depremiyle doğrudan ilişkili olmadığını belirtti. Ercan, bu tür küçük depremlerin, yer kabuğundaki gerginliklerin boşalması sonucu meydana geldiğini ve normal sismik aktivite olarak değerlendirildiğini ifade etti. “Panik yapmaya gerek yok. Bu tür küçük depremler, büyük depremlerin habercisi değildir” dedi.
Büyük İstanbul Depremi Ne Zaman Olacak?
Prof. Dr. Ahmet Ercan, daha önce yaptığı açıklamalarda, İstanbul’da büyük bir depremin olma olasılığının 2040 ile 2050 yılları arasında olduğunu belirtmişti. Ercan, “Marmara 1999 yılında 7.6 büyüklüğünde bir depremle gerginliğini boşalttı. Yeni bir deprem için en az 100 yıl geçmesi gerekir” demişti. Bu açıklamalar, İstanbul’da büyük bir depremin yakın zamanda olmayacağı görüşünü destekliyor.
Vatandaşlara Uyarılar
Ercan, vatandaşlara deprem anında panik yapmamalarını, güvenli alanlara yönelmelerini ve bina güvenliğine dikkat etmelerini önerdi. Ayrıca, olası büyük bir deprem öncesinde kentsel dönüşüm çalışmalarının hızlandırılması gerektiğini vurguladı.
İstanbul‘daki 3.7 büyüklüğündeki deprem, büyük bir tehlike oluşturmasa da, şehirdeki sismik aktivitenin devam ettiğini gösteriyor. Uzmanlar, bu tür küçük depremlerin, büyük depremlerin habercisi olmadığı görüşünde birleşiyor. Ancak, olası büyük bir deprem için hazırlıklı olmak ve gerekli önlemleri almak, vatandaşların güvenliği açısından büyük önem taşıyor.
Depremin Ardından Sosyal Medyada Yoğun Paylaşımlar
İstanbul‘da meydana gelen 3.7 büyüklüğündeki depremin hemen ardından sosyal medya platformları adeta hareketlendi. Vatandaşlar, yaşadıkları korku ve şaşkınlığı sosyal medyada paylaşırken, depremi hissedenler bulundukları konumları da harita uygulamaları üzerinden işaretledi. Deprem anında bazı vatandaşların evlerinden dışarı çıktığı, özellikle yüksek katlı binalarda oturanların kısa süreli endişe yaşadığı görüldü.
Ercan: “Depremi Hissedilen Ama Tehbeğeniiz Kılan Derinliktir”
Ahmet Ercan açıklamasında, bu tür depremlerin yüzeye daha yakın olmasının sarsıntının daha fazla hissedilmesine neden olduğunu belirtti. Ancak depremin şiddetinden ziyade derinliği ve yer altındaki fay hatlarının özelliklerinin belirleyici olduğunu vurguladı. “Bu deprem yerin yaklaşık 9 kilometre derinliğinde gerçekleşti. Derinliği az olunca, büyüklüğü düşük bile olsa etkili hissedilir” ifadelerini kullandı.
İşte Ahmet Ercan‘ın o paylaşımı;
İstanbul’un Deprem Geçmişi Yeniden Gündemde
Bu sarsıntı, geçmişte yaşanan büyük depremleri de yeniden hatırlattı. Özellikle 1999 Gölcük depremi ve 2019’daki Silivri açıklarındaki sarsıntılar İstanbul’un deprem gerçeğini her fırsatta göz önüne seriyor. Uzmanlar, İstanbul’un geçmişinden ders çıkararak gelecekteki olası büyük depreme karşı çok yönlü hazırlıklar yapılması gerektiğini belirtiyor.
Deprem Simülasyon Merkezlerine İlgi Artıyor
Son dönemde yaşanan bu tür küçük sarsıntılar, İstanbul’daki deprem simülasyon merkezlerine olan ilgiyi de artırmış durumda. Aileler, çocuklarını bu merkezlere götürerek deprem anında nasıl davranmaları gerektiğini öğrenmelerini istiyor. Yetkililer, bilinçli toplum yaratmanın en etkili yolunun küçük yaşta eğitimden geçtiğini ve bu tür farkındalık çalışmalarının artırılacağını ifade ediyor.
Kamu Binalarında Kontrol ve İnceleme Başlatıldı
İstanbul Valiliği, deprem sonrası kamu binalarında ve okullarda ön inceleme çalışmalarının başlatıldığını duyurdu. Eğitim-öğretim faaliyetlerinin güvenli bir şekilde sürdürülebilmesi için herhangi bir risk taşıyan binanın derhal boşaltılacağı bildirildi. Ayrıca riskli yapılar için öncelikli olarak güçlendirme ya da yıkım kararı alınabileceği aktarıldı.
İstanbul’da Yapılaşma ve Deprem Riski: Kentsel Dönüşümün Önemi
İstanbul’un, büyük bir deprem riski taşıyan bir bölge olması, kentsel dönüşüm çalışmalarını daha da önemli hale getiriyor. İstanbul’un eski yapı stoğu, büyük bir depreme dayanabilecek düzeyde değil. Uzmanlar, İstanbul’daki özellikle 1990’lardan önce inşa edilen binaların risk oluşturduğunu belirtiyor. Prof. Dr. Ahmet Ercan, kentsel dönüşümün hızlandırılması gerektiğini ve bu çalışmaların İstanbul’daki depremsellik açısından büyük bir öneme sahip olduğunu vurguladı. “Riskli binaların dönüşümü, olası büyük bir depremde hayat kurtaracaktır” dedi.
İstanbul’un Sismik Aktivitesi Takip Ediliyor
Marmara Bölgesi, uzun zamandır yüksek sismik aktivite gösteriyor. İstanbul, deprem açısından Türkiye’nin en riskli şehirlerinden biri olarak kabul ediliyor. Son yıllarda, bu bölgede yapılan araştırmalar, yer kabuğundaki hareketliliğin arttığını gösteriyor. Deprem uzmanları, bu tür küçük sarsıntıların bölgedeki fay hatlarındaki gerilimin artmasına bağlı olarak zaman zaman yaşandığını belirtiyor. Yer bilimciler, bölgedeki hareketliliği sürekli izleyerek, olası büyük depremler için erken uyarı sistemlerinin geliştirilmesi gerektiğini belirtiyor.